Baklava kutusu yolsuzluk soruşturmalarının simgesi oldu
İBB yolsuzluk soruşturması bağlamında Adana ve Adıyaman belediyeleri operasyona muhatap oldu. Belediye başkanları gözaltında. Ondan bağımsız Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek de rüşvet iddiasıyla soruşturma bağlamında tutuklandı. İzmir Belediyesi’nde kentsel dönüşümde yolsuzluk iddiasıyla CHP’li yeni yönetim, eski yönetimi şikayet etti. Eski başkan Tunç Soyer de soruşturma kapsamında tutuklandı. Ve Manavgat! Manavgat’taki suçüstü görüntüler, operasyonlardan servis edilen tüm görüntülerin önüne geçti. Hikayesi şöyle; iddiaya göre, CHP’Lİ Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı çeşitli işleri yürütürken irtikap suçunu işlemeyi adet edinmiş. Mağdurun biri de belediye tarafından istenen rüşveti, başkan yardımcısına sunmadan önce emniyete bilgi vermiş. Rüşvete konu paraların seri numaraları emniyet tarafından alınmış. Ve teknik takip… Paranın teslimi sonrası polis, makama baskın yaptı. Operasyonda CHP’li belediye başkan yardımcısına, odasındaki bir çanta işaret edilerek açtırıldı. Çantadan çıkan baklava kutusu da çıkarttırıldı. Görülen manzara; baklava kutusunun içine tatlı değil avro döşenmiş. Kutuda tam 110 bin avro olduğu ortaya çıktı. Başkan yardımcısı tabi şaşırmış numarası yaptı ama zaten polis tüm bilgilere sahip durumdaydı. Şimdi vatandaş merak etmez mi, baklava kutusundan avro çıkıyorsa acaba bavullar açılsa içinden ne çıkardı? Gündemdeki CHP’li belediyeleri tek tek saydım. Peki neden bu konular yargıya intikal ediyor? CHP’deki hizipleşmelerin bir yansıması olarak. CHP içinde kazan kaynıyor. Büyük rekabet var. Özellikle İzmir’deki durum, olayı net bir şekilde ortaya koyuyor. Büyük çekişmenin bir yansıması olarak CHP’liler CHP’lileri şikayet ediyor. Diğer bir unsur da irtikaptan (zorunlu rüşvet) mağdur olmuş kişilerin şikayetleri üzerine vatandaşın suç duyurusunda bulunmasıyla, olaylar yargıya intikal ediyor. CHP’liler uzun zamandır ahlakçılık dersleri veriyorlardı. Ve fakat belediyelerde güç ve iktidar alanı yakaladıklarında gördük ki adeta tüm hırslarıyla rüşvet, irtikap ve haraç işlerine bulaştılar. Adeta bataklık gibi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin ‘yolsuzluk sendromu’ yaşadığını belirtti. Manavgat olayı, tüm süreci özetleyen bir manzara ortaya koydu. Manavgat’taki yaşanan suçüstü baskını üzerine CHP genel başkanı Özgür Özel, on altı saat boyunca sessiz kaldı. Olay vahim elbette. İzahı yok! Ve sonra gündemi değiştirmek adına tansiyonu yüksek açıklamalarda bulundu. Tüm operasyonların iktidar tarafından yönlendirildiğini söyledi, sokağı işaret etti, Mısır benzetmesi yaptı vs. Medya yayınlarına bakarsak amacına kısmen ulaşmış görünüyor. Fakat bu işler öyle kolay meseleler değil. Sokak, oyuncak değil! Demokrasiyi, sandığı, hukuku dilden düşürmeyip sokak ve darbe imaları yapmak, anlık ve keskin gelişmelere gebe olabilir. Bu ikircikli tavır belki küçük hesaplarla zikredilmekte ve fakat bedeli büyük olursa yazık olur. Ülkemiz selamette kalsın, huzur zemini bozulmasın ama suçlular da cezasını çeksin. Suçlu oldukları kesinleşenler; tehdit etse de, çok bağırsa da, suç üzerinden hedef saptırmayı denese de önünde sonunda muhakkak ki bedel ödeyeceklerdir!

İBB yolsuzluk soruşturması bağlamında Adana ve Adıyaman belediyeleri operasyona muhatap oldu. Belediye başkanları gözaltında.
Ondan bağımsız Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek de rüşvet iddiasıyla soruşturma bağlamında tutuklandı.
İzmir Belediyesi’nde kentsel dönüşümde yolsuzluk iddiasıyla CHP’li yeni yönetim, eski yönetimi şikayet etti. Eski başkan Tunç Soyer de soruşturma kapsamında tutuklandı.
Ve Manavgat!
Manavgat’taki suçüstü görüntüler, operasyonlardan servis edilen tüm görüntülerin önüne geçti.
Hikayesi şöyle; iddiaya göre, CHP’Lİ Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı çeşitli işleri yürütürken irtikap suçunu işlemeyi adet edinmiş. Mağdurun biri de belediye tarafından istenen rüşveti, başkan yardımcısına sunmadan önce emniyete bilgi vermiş. Rüşvete konu paraların seri numaraları emniyet tarafından alınmış. Ve teknik takip… Paranın teslimi sonrası polis, makama baskın yaptı. Operasyonda CHP’li belediye başkan yardımcısına, odasındaki bir çanta işaret edilerek açtırıldı. Çantadan çıkan baklava kutusu da çıkarttırıldı. Görülen manzara; baklava kutusunun içine tatlı değil avro döşenmiş. Kutuda tam 110 bin avro olduğu ortaya çıktı. Başkan yardımcısı tabi şaşırmış numarası yaptı ama zaten polis tüm bilgilere sahip durumdaydı.
Şimdi vatandaş merak etmez mi, baklava kutusundan avro çıkıyorsa acaba bavullar açılsa içinden ne çıkardı?
Gündemdeki CHP’li belediyeleri tek tek saydım. Peki neden bu konular yargıya intikal ediyor?
CHP’deki hizipleşmelerin bir yansıması olarak. CHP içinde kazan kaynıyor. Büyük rekabet var. Özellikle İzmir’deki durum, olayı net bir şekilde ortaya koyuyor. Büyük çekişmenin bir yansıması olarak CHP’liler CHP’lileri şikayet ediyor.
Diğer bir unsur da irtikaptan (zorunlu rüşvet) mağdur olmuş kişilerin şikayetleri üzerine vatandaşın suç duyurusunda bulunmasıyla, olaylar yargıya intikal ediyor.
CHP’liler uzun zamandır ahlakçılık dersleri veriyorlardı. Ve fakat belediyelerde güç ve iktidar alanı yakaladıklarında gördük ki adeta tüm hırslarıyla rüşvet, irtikap ve haraç işlerine bulaştılar. Adeta bataklık gibi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin ‘yolsuzluk sendromu’ yaşadığını belirtti.
Manavgat olayı, tüm süreci özetleyen bir manzara ortaya koydu.
Manavgat’taki yaşanan suçüstü baskını üzerine CHP genel başkanı Özgür Özel, on altı saat boyunca sessiz kaldı.
Olay vahim elbette. İzahı yok!
Ve sonra gündemi değiştirmek adına tansiyonu yüksek açıklamalarda bulundu.
Tüm operasyonların iktidar tarafından yönlendirildiğini söyledi, sokağı işaret etti, Mısır benzetmesi yaptı vs.
Medya yayınlarına bakarsak amacına kısmen ulaşmış görünüyor.
Fakat bu işler öyle kolay meseleler değil.
Sokak, oyuncak değil!
Demokrasiyi, sandığı, hukuku dilden düşürmeyip sokak ve darbe imaları yapmak, anlık ve keskin gelişmelere gebe olabilir. Bu ikircikli tavır belki küçük hesaplarla zikredilmekte ve fakat bedeli büyük olursa yazık olur.
Ülkemiz selamette kalsın, huzur zemini bozulmasın ama suçlular da cezasını çeksin.
Suçlu oldukları kesinleşenler; tehdit etse de, çok bağırsa da, suç üzerinden hedef saptırmayı denese de önünde sonunda muhakkak ki bedel ödeyeceklerdir!
Tepkiniz Nedir






